باب: من جلس
عند المصيبة
يعرف فيه
الحزن.
40. Musibetle Karşılaşan Kimsenin Bunu Hissettirecek Şekilde Bir
Kenarda Oturması
حدثنا
محمد بن
المثنى: حدثنا
عبد الوهاب
قال: سمعت
يحيى قال:
أخبرتني عمرة
قالت: سمعت
عائشة رضي
الله عنها
قالت:
لما
جاء النبي صلى
الله عليه
وسلم قتل ابن
حارثة وجعفر
وابن رواحة،
جلس يعرف فيه
الحزن، وأنا
أنظر من صائر
الباب، شق
الباب، فأتاه
رجل فقال: إن
نساء جعفر،
وذكر بكاءهن،
فأمره أن ينهاهن،
فذهب، ثم أتاه
الثانية: لم
يطعنه، فقال:
(انههن). فأتاه
الثالثة، قال:
والله غلبنا
يا رسول الله،
فزعمت أنه
قال: (فاحث في
أفواههن التراب).
فقلت: أرغم
الله أنفك، لم
تفعل ما أمرك
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم، ولم
تترك رسول الله
صلى الله عليه
وسلم من
العناء.
[-1299-] Aişe r.anha şöyle demiştir: Zeyd İbn Harise, Ca'fer ve İbn
Revaha'nın r.a. şehit edildiklerine dair haber Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem'e ulaştığında Nebi (Sallallahu
aleyhi ve Sellem) üzüntüsünü belli edecek şekilde bir kenarda mahzun mahzun
oturdu. Ben kapı aralığından kendisine bakıyordum.
Bu sırada birisi Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e geldi ve: "Ca'fer'in hanımları (feryat
ederek) ağlaşıyorlar" dedi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem kadınların bu
şekilde bağırmasını engellemesini istedi. Adam gitti, sonra ikinci defa
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e gelerek kadınların kendisine itaat
etmediklerini söyledi. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem yine:
"Onların ağlamalarına engel ol" buyurdu. Adam üçüncü defa gelerek
"Ya Resulallah! Vallahi kadınlar bize galip geldi" dedi.
Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem adama: "Git de onların ağızlarına
toprak saç" buyurdu.
(Aişe şöyle dedi): Ben içimden "Allah burnunu yere sürtsün be
hey adam! Ne Resulullah'ın emrettiğini yaptın, ne de onu rahat bıraktın"
dedim.
Tekrar: 1305, 4263
حدثنا
عمرو بن علي:
حدثنا محمد بن
فضيل: حدثنا
عاصم الأحول،
عن أنس رضي
الله عنه قال:
قنت
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم شهرا،
حين قتل
الفراء، فما
رأيت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم حزن
حزنا قط أشد
منه.
[-1300-] Enes r.a. şöyle demiştir: Sahabeden Kur'an'ı ezbere bilenler
(Bi'r-i Maune olayında) şehit edilince Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem
bir ay boyunca namazlarda kunut yaptı (onları öldürenlere beddua etti). Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in bundan daha şiddetli üzüldüğünü hiç
görmedim."
AÇIKLAMA: Zeyn İbnü'l-Müneyyir'in konu ile ilgili
görüşleri özetle şöyledir: Bu başlıktan çıkarılacak fıkhi hüküm şudur: Kişinin
karşılaştığı her durumda İtidali koruması en sağlam yoldur. Büyük bir musibetle
karşılaşan kimse yanağını dövmek, yakasını yırtmak, feryat etmek vb.
yasaklanmış fiilleri işleyecek derecede aşırı hüzne kapılmamalı, musibete
uğrayan kişinin değerini hafife alacak ve duyarsızlığa yol açacak şekilde de
katı ve donuk davranmamalıdır. Bu durumda Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e uyulmalıdır. O, musibetle karşılaştığında
ağırbaşlı ve sakin bir halde hafifçe oturmuş, kendisinde üzüntünün İzleri
görülecek ve karşılaştığı musibetin büyüklüğünü hissettirecek bir halde
bulunmuştur.
Kurtubî şöyle demiştir: Hadis, Cafer'in hanımlarının aşırı
derecede feryat etmek suretiyle seslerini çok yükselttiklerini göstermektedir.
Bu davranışlarından vazgeçmediklerinde Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Ağızlarına toprak saç" demek
suretiyle onları bundan vazgeçirmek istemiştir. Bunun anlamı: "Onlara,
sabretmeleri karşılığında alacakları ecri, sabırsızlandıkları için
kaçırdıklarını ve hüsrana uğradıklarını söyle" demektir. Nitekim kayba
uğrayan kişi hakkında "Eline topraktan başka bir şey geçmedi"
denilir. Kadınların adama İtaat etmemelerinin sebebi, adamın kendisini Nebi
s.a.v.'in yolladığını onlara söylememiş olması da olabilir. Bu durumda kadınlar
adamın kendiliğinden yol göstermek için bunları söylediğini zannetmişlerdir.
Yahut Nebi s.a.v.'in yolladığını bildikleri halde musibetin yeni olmasından
kaynaklanan aşırı hüzne engel olamamışlardır. Hadisten ilk anda anlaşıldığına
göre onlar, izin verilen miktarın ötesinde bir şiddetle ağlıyorlardı. Bu
durumda ağlamalarının yasaklanması haramlık bildirir. Nebi s.a.v.'in yasağı üç
kere tekrarlaması, bu konuda ısrarlı olması ve susmamaları halinde
cezalandırılmalarını emretmesi de bunu göstermektedir.
Hadîsten Çıkan
Sonuçlar
1- Ölüm haberi alan kişinin, üzüntüsü sebebiyle ağırbaşlı ve sakin
bir biçimde bir kenarda oturması caizdir.
2- Örtülü olan kadınların yabancı erkeklere bakması caizdir.
3- Yapılması uygun olmayan bir fiili yapması yasaklanan kişiler,
bu fiili yapmaktan vazgeçmezlerse te'dib edilirler.
4- Haberi pekiştirmek için yemin etmek caizdir.